Refik Halid Karay: tüm kitaplar Online

Elinizdeki kitap Memleket Hikâyeleri’nin yayımlanışının 100. yılına özel Osmanlıca ve Türkçe hazırlanmıştır.Refik Halid t

Onun bulunduğu her yer aydınlık, süründüğü her şey cilalı, baktığı her taraf temiz, geçtiği her yol bahçe oluyordu; bana

Refik Halid Karay gördüklerinden, duyduklarından kısacası gündelik hayatından beslenerek ele aldığı her konuyu kurduğu an

olmuştur. Atatürk'ün bunları okuyup duygulandığını yakından biliyorum. Fakat, birkaç zamandır gönlünde beslemekte olduğu

Yezidin Kızı "Dünyamı artık ilaçlı olarak seyrediyorum; kanıma zehrini katan bir iğne veya bir tutam toz beni bir masal â

"Güzel tasvir etmek Refik Halid'in müktesep hakkıdır. Onu lisandaki kuvvet bakımından ancak Flaubert ile mukayese edebili

Refik Halid Karay, 1939-1958 yılları arasında Tan, Akşam, Yeni İstanbul ve Aydede'deki dünya siyaseti yazılarıyla fıkra y

"Sabahları uyandınız mı bulunduğunuz yerden, denize bir kamış uzatmak suretiyle balık avında gönül avutuyorsunuz. Istakoz

"'Ne temiz, ne güzel görünüyor bu su, billur gibi. Halbukimikrop yuvasıdır, tifo geçirir insana, öyle mundardır ki!Ben de

Lalegül birdenbire olan bu değişikliğe öyle sevinmişti ki yüzündeki durgun ve mahzun hatlar birdenbire haz ve neşeye çevr

1888 yılında Beylerbeyi'nde doğan Refik Halid^ 18. Yüzyıl sonlarında bir kolu Mudurnu'dan ' İstanbul'a göçen Karakayış ai

HAZIRLANIYOR

HAZIRLANIYOR

Sürgün"Türk dilinin Madam Bovary'sidir." -Refi Cevat Ulunay-Yezidin KızıBir gemi seyahati sırasında başlayıp uçsuz bucaks

Memleket Hikayeleri Türk edebiyatında Anadolunun en hakiki hikayeleridir. Anadolu Memleket Hikayelerinde bütün gerçek var

Nilgün, karakteri kısaca anlatılacak ve şahsiyeti kolayca belirtilecek kadınlar arasına sokulamaz. Kendisiyle haftalarca

Memleketimizde hiçbir anı Minelbab İlelmihrab kadar ilgi çekmemiş, Meclis'e kadar yansıyan gürültü koparmamıştır. İki kez

Nilgünbr /Yedi yıl boyunca süren inişli çıkışlı bir aşk, Afrika ve Hindistan limanları ile Uzakdoğu adalarının egzotik gü

"...Gözlerini ta içinden, iyice gördü. Geceleyin denizlerin derinliği gibi hem kapkaraydı, hem de yine o derinlik gibi si

"Yalnız birimize, kendimize olmak ümidiyle o tarafa ihtiyatla, aramızda konuşur, alınacak eşya üzerinde münakaşa eder gib