Baskı Detayları
Yazar Türk Saplantısı - Yeniçağ Avrupa’sında Korku, Nefret ve Sevgi |
Giovanni Ricci Kemal Atakay Halil İbrahim Binici |
---|
Giovanni Ricci
XML tabanlı FB2 Rusya'da yaşama başladı. E-kitap koleksiyoncuları arasında, meta verileri indirme dosyasında Türk Saplantısı - Yeniçağ Avrupa’sında Korku, Nefret ve Sevgi saklayabildiği için yaygındır. Ayrıca, diğer biçimlere dönüştürme kolaylığı nedeniyle yaygın olarak bir depolama biçimi olarak kullanılır. FB2, Türk Saplantısı - Yeniçağ Avrupa’sında Korku, Nefret ve Sevgi tarafından Türk Saplantısı - Yeniçağ Avrupa’sında Korku, Nefret ve Sevgi adlı kitabın her bir öğesini tanımlayan ve öncelikle kurguya yönelik XML içerir. FB2 dosyaları Windows, macOS ve Linux için çeşitli e-kitap okuyucuları tarafından görüntülenebilir. FB2 dosya biçimi kitabın görünümü yerine yapısını tanımlar. Bu, diğer biçimlere dönüştürme ve ücretsiz Türk Saplantısı - Yeniçağ Avrupa’sında Korku, Nefret ve Sevgi indirme için kullanışlı hale getirir. Biçim, basit anlamsal işaretleme, meta verileri gömme, Unicode ve yerleşik biçimlendirme ile ayırt edilir. Bu biçim, tüm cihazlarla ve biçimlerle uyumluluk sağlamak üzere tasarlanmıştır. FB2'nin özelliği, fb2'nin donanıma bağlı olmaması ve herhangi bir kağıt boyutuna sahip olmamasıdır, FB2'de herhangi bir yerde hiçbir ölçü birimi belirtilmez - piksel, nokta veya boyut. Türk Saplantısı - Yeniçağ Avrupa’sında Korku, Nefret ve Sevgi Giovanni Ricci .Fb2 dosyasından alınan metnin nasıl görüneceği, bu biçimin görüntüleme programının ayarlarına veya dosyayı başka bir biçime dönüştürürken belirtilen parametrelere bağlıdır. Bu formatın dezavantajı, ders kitapları, referans kitaplar ve bilimsel yayınlar için anlamlılık eksikliğidir (hatta “sanat kitabı” adı bundan söz eder). Biçimdeki metnin karmaşık bir düzeni, numaralı ve madde işaretli listeler ve diğer özel araçlar için destek yoktur. Tanınmış e-kitapların birçoğu FB2'yi yalnızca harici yazılım aracılığıyla destekler; PocketBook ve ABC gibi Sovyet sonrası ülkelerden gelen gelişmeler başlangıçta FB2'yi okuyor.
Batı Avrupa kültüründe “Türkler”, birkaç yüzyıl boyunca toplumun her kesiminde başlıca tutku, yazı ve sohbet konularından biri olmuşlardı. Ne var ki, terimler üzerinde anlaşmak gerekir; çünkü eskiden “Türkler” sözünün bugünkünden daha geniş bir anlamı vardı. Bu söz, sadece dar anlamıyla Osmanlı padişahının tebaasını değil, neredeyse bütün Müslümanları kapsıyordu. O kadar ki, çeşitli Avrupa dillerinde “Türkleşmek” deyimi aslında Müslüman olmak, İslam dinine geçmek anlamına geliyordu. Gene de, imparatorluklarının büyük gücü nedeniyle daha çok Osmanlı Türkleri düşünülüyordu. İtalyan Rönesansı’nın büyük entelektüellerinden Niccolò Machiavelli, 1521’de, aylak takımının kahvelerde, “gelmek üzere olan Türk”ten, “bu dönemde Haçlı Seferi düzenlemenin yerinde olup olmayacağı”ndan ve “benzeri saçmalıklar”dan söz ederek vakit geçirdiklerini belirtiyordu. Demek ki, Machiavelli gibi dâhilerin alay ettikleri bir saplantı söz konusuydu; ama hiç kuşku yok ki, bir saplantıydı bu. Giovanni Ricci’nin tespit ettiği bu saplantı, 15.-18. yüzyıllarda meydana gelmiş bir dizi olay aracılığıyla inceleniyor. Hristiyan Avrupa’nın herhangi bir şehrinde Türk-Müslüman dünyasından gelen hangi gerçek kişilere rastlanabiliyordu? Balkanlar’ın veya Akdeniz’in sınır bölgeleri gibi veya küresel stratejinin belirlendiği büyük başkentler gibi doğrudan temaslara açık olmayan bir şehirde gerçek kişilerin yanı sıra, Müslüman dünyaya karşı hangi zihinsel hayaletler dolaşıyordu, nasıl bir korku ve nefret, hangi umutlar ve ne tür sevgiler vardı? Kemal Atakay’ın İtalyanca aslından çevirdiği Türk Saplantısı, okurları İstanbul’dan Viyana’ya, Buda’dan Arnavutluk’a, Mora’dan İtalyan şehirlerine, Trablusgarp’tan Cezayir’e geniş bir coğrafyada gerçekleşen kültürel etkileşimleri anlamaya davet ediyor. Ürünün baskısı görseldeki ile farklılık gösterebilir.
Istanbul-Okuyucu, veya dalları. Tüm hakları saklıdır.